Cuma hutbesi

Tarih: 21.03.2025

﷽

لَنْ تَنَالُوا الْبِرَّ حَتّٰى تُنْفِقُوا مِمَّا تُحِبُّونَۜ وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ شَيْءٍ فَاِنَّ اللّٰهَ بِه۪ عَل۪يمٌ.

وَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّي اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:

وَاللّٰهُ فِى عَوْنِ الْعَبْدِ مَا كَانَ الْعَبْدُ فِى عَوْنِ أَخِيهِ.

İNFAK VE KUR’AN AYI RAMAZAN

Muhterem Müslümanlar!

Ramazan-ı şerifin son on gününün içindeyiz. Bu günler, itikâf günleridir. Hz. Âişe validemiz, Allah Resûlü (s.a.s)’in Ramazan’ın son on gününde itikâfa girdiğini, Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son on gününde aramamız gerektiğini haber vermiştir.[1] İtikâf; Ramazan ayının sünnetlerinden biridir. Ramazan’ın son günlerini ibadet ve tefekkürle, tövbe ve istiğfarla, hamd ve şükürle, dua ve zikirle geçirme fırsatını bizlere vermektedir.

Aziz Müminler!

Bir kezinde Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in amcası Hz. Abbas’ın oğlu Abdullah (r.a), Mescid-i Nebevî’de itikâfa girmişti. O günlerde bir adamın üzgün bir biçimde mescide girdiğini gördü. Hz. Abdullah, o adamın borcunu ödeyemediğinden ötürü mahzun olduğunu öğrenince, “Senin için borcunu ödeyemediğin şahısla konuşayım.” diyerek mescitten çıktı. O adam, “Ey Abdullah! İtikâfta olduğunu unuttun mu?” dedi. Bunun üzerine Abdullah (r.a), “Ben Peygamber Efendimiz (s.a.s)’den, ‘Kim bir Müslümanın muhtaçlığını gidermeye çalışırsa, bu onun için on yıllık itikâftan daha güzeldir.’ dediğini işittim.” yanıtını verdi.[2]

Kıymetli Müslümanlar!

Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in bizlere öğrettiği pahaların başında yardımlaşma şuuru gelmektedir. Bu şuurun canlı tutulmasında en değerli unsur ise infaktır. İnfak; Allah’ın isteğini kazanma isteğiyle, O’nun bahşettiği maddi ve manevi imkânları paylaşmaktır. Güzelliğin yeryüzünde yayılması, kötülüklerin ortadan kalkması için gayret göstermektir. Birbirimizin yaşama sevinci ve umudu olmak, sevinçlerimizi paylaşarak çoğaltmaktır.

Değerli Müminler!

İyiliğe ulaşmanın yolu infaktan geçmektedir. Şanlı Rabbimiz, “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda infak etmedikçe uygunluğa asla eremezsiniz. Her ne infak ederseniz Allah onu bilir.”[3] buyurarak bu konuya dikkatlerimizi çekmektedir. Bayan erkek, küçük büyük, varlıklı yoksul her Müslümanın yapabileceği bir infak çeşidi kesinlikle vardır. Hasebiyle zekât ve sadakalarımızı muhtaçlık sahibi kardeşlerimizle paylaşmak infak olduğu üzere; eşimize sevgimizi, çocuklarımıza merhametimizi, anne ve babamıza güler yüzümüzü göstermek de bir çeşit infaktır. İnfak; bazen akrabalarımıza ve komşularımıza ikramda bulunmak, yetim ve öksüzlere kol kanat germektir. Bazen de hastaneleri, sevgi ve huzur konutlarını ziyaret etmek, kardeşlerimize ilgi ve muhabbetimizi göstermektir. İnfak; kimi vakit muhtaçlık sahibinin halini hatırını sormak, borçlu olanların borcunu ödemektir. Kimi vakit da evlenemeyen gençlerin yuva kurmalarına yardımcı olmak, istihdam alanları oluşturarak insanların nafakalarını temin etmelerine vesile olmaktır. İnfak; başta Gazze olmak üzere mazlumlara olan takviyemizi sürdürmek, onlara bu zulmü yaşatan siyonist zalimlere ve destekçilerine karşı asil duruşumuzu ısrarla devam ettirmektir.

Aziz Müslümanlar!

Dünyevîleşme ve bireyselleşmenin dünyamızı kuşattığı, mutluluğun tüketimde arandığı, özenti ve gösterişe dayalı bir hayatın öne çıkarıldığı bir çağda yaşıyoruz. Meğer mal ve mülk ismine bizim zannettiğimiz her şey, aslında Rabbimizin bize bir emanetidir. Vakti geldiğinde bu dünyadaki süremiz bitecek, malımız ve mülkümüz el değiştirecektir. Öyleyse Ramazan ayını fırsat bilerek kardeşliğimizi infakla bereketlendirelim. Birlik ve beraberliğimizi infakla güçlendirelim. Rabbimize olan sadakatimizi infakla pekiştirelim. Gereksinim sahiplerine ve başta mescitlerimiz olmak üzere toplumsal birlikteliğimizin teminatı olan kurumlarımıza yönelik yardımlarımızın bizler için sadaka-i câriye ve ahiret azığı olacağını bilelim. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in, “Kişi, kardeşine yardım ettiği sürece Allah da onun yardımcısı olur.”[4] hadisini asla unutmayalım.

Kıymetli Müminler!

Önümüzdeki Çarşamba akşamı Kadir Gecesi’ni idrak edeceğiz inşallah. Cenâb-ı Hak, Kadir Gecesi’nin değerini bizlere şöyle haber vermektedir: “Biz Kur’an’ı, Kadir Gecesi’nde indirdik. Kadir Gecesi’nin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir Gecesi bin aydan daha güzeldir. Melekler ve Cebrail o gecede, Rablerinin müsaadesiyle her iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir iyiliktir.”[5] Kadir Gecesi’ni bin aydan daha güzel kılanKur’an-ı Kerim; Ulu Rabbimizi bizlere tanıtan, varoluşun ve hayatın gayesini öğreten ilahi bir kitaptır. Hak ile batılı, yanlışsız ile yanlışı ayırt eden ilahi bir kılavuzdur. Bütün insanları hak ve hakikate davet eden ilahi bir davettir. O halde, Kur’an ile bağımızı daha fazla güçlendirmeye, onunla yine dirilmeye uğraş edelim. Kur’an’ın ölçülerine ve sünnetin rehberliğine nazaran hayatımızı tanzim edelim.

Bu vesileyle Kadir Gecemizi şimdiden tebrik ediyor, gecemizin aziz milletimize, İslam âlemine ve tüm insanlığa iyi olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ediyorum.

[1] Buhârî, Fadlü leyleti’l-kadr, 3.

[2] Beyhakî, Şuabü’l-îmân, 3, 424.

[3] Âl-i İmrân, 3/92.

[4] Ebû Dâvûd, Edeb, 60.

[5] Kadir, 97/1-5.