Anasayfa » Genel » Afrika’nın kalbinde kültürel patlama: Dakar’da ‘simb’ rüzgarı
Afrika’nın kalbinde kültürel patlama: Dakar’da ‘simb’ rüzgarı
Senegal’in başşehri Dakar’da, çocuklar Paskalya tatilini fırsat bilerek yüzlerini boyayıp aslan kostümleriyle sokaklarda dolaştı. Mahallî lisanda “aslan” manasına gelen “simb”, hem klasik sembolleri yaşatıyor hem de çocuklar için bir güç ve yürek ritüeline dönüşüyor.
Senegal’in başşehri Dakar ve etrafında yüzyıllardır canlılığını koruyan klâsik “simb” gösterisi, bu yıl da coşkuyla kutlandı. Bilhassa Dakar’ın Yoff semtindeki çocuklar, rengarenk yüz boyaları ve aslanı andıran tüylü kostümleriyle sokaklarda dolaşarak hem eğlendi hem de kültürel bir mirası canlandırdı.
“Simb”, lokal Wolof lisanında “aslan” manasına geliyor. Afrika kültüründe güç, cüret ve asaletin sembolü olan bu figür, çocuklar tarafından sergilenen performanslarla yaşatılıyor. Bu şovlar, bir yandan çocuklara özgüven ve cüret aşılıyor, bir yandan da izleyenlere esaslı bir kültürel bedeli hatırlatıyor.
“Simb” yalnızca eğlencelik bir aktiflik değil, tıpkı vakitte bir güç gösterisi” vurgusunu yapan lokal halk, bu geleneğin çocukları disiplinli, yavuz ve gururlu bireyler olarak yetiştirdiğini belirtti. Yüzlerini yırtıcı hayvan desenleriyle boyayan çocuklar, vakit zaman “aslan üzere kükreyerek” kalabalığa yürek ve korkusuzluk bildirisi verdi. Paskalya tatili müddetince sıkça görülen bu şovlar, tıpkı vakitte sokaklarda yaşayan kültürel gücün bir dışavurumu olarak da bedellendiriliyor. Senegalli çocuklar, bu şovlarla hem eğleniyor hem de geçmişten gelen sembolleri yaşatmanın sorumluluğunu üstleniyor.
Kökeni çok eskilere dayanan simb ritüeli, yalnızca Senegal değil, Batı Afrika’nın birçok bölgesinde tanınıyor. Dakar’ın Yoff bölgesinde bilhassa çocuklar tarafından yaşatılan bu gelenek, Paskalya tatili boyunca mahalle ortalarında sürdürülüyor. Cem Özdel’in objektifinden yansıyan imajlar, bu renkli kültürün ne kadar canlı ve etkileyici olduğunu bir kere daha ortaya koydu. Aslan kostümleriyle dolaşan çocuklar, yalnızca bir geleneği sürdürmekle kalmadı, birebir vakitte gelecek kuşaklara aktarılması gereken bir mirası da temsil etti.
Paylaş
