Avrupa karanlığa bürünmüştü! Türkiye’den kesintisiz elektrik vurgusu
Enerji ve Alışılmış Kaynaklar Bakan Yardımcısı Nevzat Şatıroğlu, Türkiye’nin elektrik sisteminin kesintili güç kaynaklarının yetersiz kaldığı durumlarda sürdürülebilirliğini koruyacak halde kurgulandığını belirterek, “Sistematik yapı içerisinde baz yük santralleri ne kadar güçlü olursa, sistem de o kadar sağlam olur. Şu an sistemimiz bu açıdan hayli sağlam.” dedi.
Şatıroğlu, Türkiye’nin Ulusal Güç ve Maden Siyaseti doğrultusundaki yaklaşımına ait değerlendirmelerde bulundu.
Yerli kömür santrallerinin Türkiye elektrik sisteminde üretim hissesinin yüzde 15 düzeyinde olduğunu ve bunu koruma etmek istediklerini aktaran Şatıroğlu, “Doğal gazla ve yenilenebilir güçle birlikte teknolojik gelişmeler sürat kazandı. Kömür, çok daha pak, inançlı ve çevreci sistemlerle kullanılabilir hale geldi. Bakanlık olarak özel kesimi teşvik ederek, kömürümüzü etrafa hassas biçimde yakabilecek sistemleri devreye alıyoruz. Mevcut santrallerin emisyon pahalarını güzelleştirerek sistemde kalmalarını sağlamaya ve verimliliklerini artırmaya çalışıyoruz.” sözlerini kullandı.
Temiz kömür teknolojilerindeki gelişmelere de değinen Şatıroğlu, “Dünyada kazan teknolojileri sayesinde, daha yüksek randımanla çalışan ve daha az kül, partikül ve emisyon üreten sistemler geliştirildi. Bu teknolojileri biz de etraf kriterlerine uygun formda uygulamayı planlıyoruz.” diye konuştu.
Şatıroğlu, mevcut santrallerin çevresel düzenlemelere uygun faaliyet göstermesi için yapılan çalışmalara ait, “Halihazırda kimi santrallerimiz, Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın belirlediği baca gazı emisyon bedellerine uygun halde filtrelerini yenileyerek üretime devam ediyor. Bunlar çok güç işler değil. Yalnızca bu hususta biraz daha kararlı olmak gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“ENERJİ YATIRIMLARINDA YERLİ ÜRETİM VE ETRAF HASSASLIĞI ÖN PLANDA”
Avrupa’da yaşanan elektrik kesintilerini dikkate alarak Türkiye’nin sistem güvenliğini kıymetlendiren Şatıroğlu, elektrik sisteminin, kesintili güç kaynaklarının yetersiz kaldığı anlarda sürdürülebilirliği sağlayacak biçimde tasarlandığını vurguladı.
Şatıroğlu, şunları kaydetti:
“Kesintili güç kaynakları olan güneş ve rüzgar santralleri vakit zaman sistemden çıkıyor ve elektrik üretimini durdurabiliyor. Bu tüketimi karşılamak için bizim kömür santrallerine gereksinimimiz var. Şayet kömür kâfi olmazsa doğal gaz ya da nükleer santrallere muhtaçlık duyuyoruz. Sistematik yapı içerisinde baz yük santralleri ne kadar güçlü olursa, sistem de o kadar sağlam olur. Şu an sistemimiz bu açıdan epey sağlam. Güneş gücünden vakit zaman randıman alınamayabiliyor, hatta yaz aylarında bile güneşten kâfi güç sağlanamayabiliyor.”
Enerji güvenliğinin yalnızca üretimle değil, üretimin sürekliliği ve kaynak çeşitliliğiyle de ilgili olduğunu belirten Şatıroğlu, “Türkiye olarak elektrik sistemimizi hem yerli kaynaklarla hem de etrafa hassas sistemlerle desteklemeye çalışıyoruz. Güneş ve rüzgar üzere yenilenebilir kaynaklarımızı geliştirmeye devam ederken, kömür ve doğal gaz üzere daima üretim sağlayan kaynakları da sistemin istikrarını korumak için kullanıyoruz.” diye konuştu.
“DIŞA BAĞIMLILIĞI AZALTMAYI VE ARZ GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAYI HEDEFLİYORUZ”
Türkiye’nin güç arz güvenliği için izlediği yol haritasına da değinen Şatıroğlu, güç yatırımlarında yerli üretimin ve etrafa hassaslığın ön planda tutulduğunu vurguladı.
Şatıroğlu, “Milli Güç ve Maden Siyaseti çerçevesinde, dışa bağımlılığı azaltmayı ve arz güvenliğini sağlamayı hedefliyoruz. Güç altyapımızı güçlendirerek muhtemel krizlerde dahi halkımıza kesintisiz güç sunmak istiyoruz.” sözlerini kullandı.
AA
