Trump diktatörlüğü: Görüşünü söyleyen öğrenci yanıyor

Donald Trump’ın idareye geçmesinin akabinde ülkede İsrail yanlısı diktatörlük karar sürüyor.

Sözde özgürlükler ülkesinde uygulamaya giren yabancı öğrencilerin vizelerinin iptali ve kimi öğrencilerin hudut dışı edilme talebiyle gözaltına alınması, ABD yerleşkelerinde bilhassa de yabancı öğrencilerin alışkanlıklarını değiştirmesine neden oldu.

Anadolu Ajansı son periyotta Trump idaresinin federal fonları kesmekle tehdit ettiği Harvard üniversitesi yerleşkesinde öğrencilerin nabzını tuttu.

Harvard idaresinden yabancı öğrencilere “haklarınızı bilin” başlıklı yazı

AA’nın ABD’nin en esaslı üniversitelerinden olan Harvard’ın yerleşkesinde görüştüğü yabancı öğrencilerin ülkeleri farklı olsa da kaygıları tıpkı: Vizelerinin iptal edilmesi.

ABD’nin Massachusetts eyaletinin Boston kenti ülkenin en âlâ üniversitelerine konut sahipliği yapan bir öğrenci ve bilim kenti olarak biliniyor. Bilgisayar mühendisliği, mühendislik, tıp, hukuk ve finans kısımlarında dünyanın dört bir yanından 44 bini aşkın öğrenci ile ülkenin en kalabalık yabancı öğrenci nüfusuna sahip.

Harvard Üniversitesi’nde eğitim gören 6 bin 793 yabancı ülke vatandaşı, okulda eğitim gören toplam öğrenci sayısının yüzde 27’sini oluşturuyor. Geldikleri ülkelerin en parlak öğrencilerini temsil eden bu gençler ABD’de kanılarını tabir edemez hale geldikleri için şaşkın ve korkuyor.

Fonların kesilmesi ile ilgili ülke çapında 17 Nisan tarihinde yapılan şovlara üniversitedeki pek çok yabancı öğrenci katılmadı. Katılanlar da fişlenmemek için yüzlerini gizledi. Öğrenciler Filistin yahut üniversite fonları ile ilgili hususlarda toplumsal medyada haber bile paylaşmaktan çekiniyor.

Harvard Üniversitesi, yerleşkede bulunan yabancı öğrencileri tesiri altına alan bu telaş ve endişe atmosferini dağıtmak için “haklarınızı bilin” başlıklı e-postalar atarak onları süreçle ilgili bilgilendiriyor. Birebir başlık altında üniversite yerleşkesinde seminerler düzenlenerek öğrencilerin soruları yanıtlanıyor.

Birçok yabancı öğrenci ABD’ye alınmama tasasıyla yaz tatili için ülkesine gitmeyecek

Harvard Üniversitesi yerleşkesinde geçirdiğimiz yarım gün müddetince pek çok yabancı öğrenci ile görüşme fırsatımız oldu. Lakin hiç biri kamera karşısında konuşmak istemedi. Türk öğrenci Rümeysa Öztürk’ün Boston’da apar topar gözaltına alınması ve hudut dışı edilmek talebiyle hakim karşısına çıkarılması tüm yabancı öğrencileri dehşete düşürmüş.

Kuzey Afrika kökenli Fransız bir öğrenci bu yaz ailesinin kendisini görmeye geleceğini, tatil için Fransa’ya gitmek istemediğini söyledi.

“Çok çılgın vakitlerden geçiyoruz. Üniversitede yapılan bir kaç harekete alkış tutarak takviye verdim. Çok doğal olarak da toplumsal medyadan paylaşımlarda bulundum. Hiç birini silmedim, yasa dışı bir aksiyonda de bulunmadım. Fakat bu şartlar altında ne olabileceğini ön göremiyoruz artık. İdarenin (ABD) nasıl bir yol izleyeceği aşikâr olana kadar ülkeden çıkmayacağım.” diye konuşan üçüncü sınıf öğrencisi, son yılını bitirip mezun olmadan ABD sonları dışına çıkmamakta kararlı. Öğrenci, eski toplumsal medya paylaşımlarını silmese de “Yeni paylaşımda bulunmuyorum artık.” dedi.

Harvard yerleşkesini İngiltere’den gelen arkadaşlarına gezdiren İtalyan bir öğrenci de tıpkı kaygıları paylaşıyor. Manzarasının çekilmesini istemeyen İtalyan öğrenci, Filistin ve dünyadaki haksızlıklara karşı hassaslık oluşması için yapılan hareketlerin Hristiyan ve Avrupa kökenli ülkelerden gelen öğrenciler için bile tehlikeli hale geldiğini belirtti.

“Vizelerimizin iptal edilmesi tasası gerçek. Bunu hafife almamız mümkün değil.” diyen İtalyan öğrenci, bu durumun Müslüman öğrenciler için çok daha büyük riskler taşıdığını varsayım ettiğini kaydetti.

Harvard Bilgisayar Programcılığı kısmında eğitim gören Arap bir öğrenci, idarenin öğrencileri fişlemek için algoritma kullandığını düşünüyor.

“ABD’li öğrencilerin bilgileri kanunlarla teminat altında. Yabancı öğrencilerin tüm telefon, irtibat ve pozisyon bilgilerine ulaşabilirler. Bahis ulusal güvenlik olunca yabancı öğrencilerin bilgilerinin şahsiliği ve saklılığı kalmaz.” sözlerini kullanan bilgisayar programcılığı öğrencisi, yerleşke içindeki güvenlik kameralarını göstererek “Bu kameralara girip bizleri 24 saat izleyebilirler. Size ismimi söyleyip söylemememin bir değeri de yok.” dedi.

Kampüsten rastladığımız Türk öğrenciler de kaygılı. Rümeysa Öztürk’ün başına gelenler, gerek Boston kentinde gerekse ABD’nin öteki bölgelerinde okuyan öğrencileri daha dikkatli olmaya zorluyor. Rümeysa’nın Göçmenlik ve Gümrük Koruma (ICE) memurları tarafından gözaltına alınması, onu ABD’de yabancı öğrencilere yönelik baskıların simgesi haline getirdi. Bu da Türk öğrenciler üzerindeki ruhsal baskıyı bir kat daha arttırdı. Yerleşkede karşılaştığımız Türk öğrenciler bu nedenle sorularımız yanıtlamak istemediklerini lisana getirdi.

Trump idaresi ve Harvard Üniversitesi karşı karşıya

Devletten ve bağışçılardan gelen fonlar sayesinde dünya çapında araştırmalara imza atan Harvard Üniversitesi “dünyanın en güzel birinci on okulu” listesinde birinci sırada yer alıyor.

Trump idaresi Harvard’a sağlanan 2,2 milyar dolarlık fonun ve 60 milyon dolarlık kontrat bedelinin dondurulmasına karar vermişti. Gelinen son noktada ise ABD idaresi, Harvard Üniversitesine çeşitli kuruluşlar tarafından verilen 8,7 milyar doları aşkın hibenin “sivil haklar maddelerine uygun formda kullanıldığından emin olmak amacıyla” soruşturma açıldığını duyurmuştu.

ABD idaresi, üniversitelere yönelik finansal kesinti ve soruşturmaları, bilhassa üniversite idarelerini Filistin’e takviye şovlarını engellemeleri istikametinde baskı uygulamak için kullanıyor. Bu husus açılan karşılıklı davalar ile yargıya taşınmış durumda.

Ancak öğrencilere nazaran, üniversite yerleşkelerinde fikir özgürlüğünü baskı altına alan en kıymetli gelişme ABD idaresinin Filistin’e dayanak gösterisi yapan öğrencilere uyguladığı vize iptali ve hudut dışı uygulamaları geliyor.

AA