‘Heey yolsuzluk endeksçileri, hukuk endeksçileri nerdesiniz!’
Yeni Akit muharriri Ali İhsan Karahasanoğlu, Trump’ın Gazzelilere yönelik tehditleri üzerine değerlendirmede bulundu.
“Heey yolsuzluk endeksçileri, hukuk endeksçileri nerdesiniz!”
İsrail 1.5 yıldır soykırım uyguluyor.
Sadece biz söylemiyoruz, Milletlerarası Adalet Divanı bu türlü diyor.
Uluslararası Ceza Mahkemesi bu türlü diyor..
Hatta Netanyahu hakkında yakalama kararı bile verildi..
Ama Amerika başkanlığına ikinci kere seçilen Trump tehdit ediyor:
“Rehineleri (HAMAS’ın elindeki esirleri kastediyor) vermezseniz ölürsünüz.”
Hızını alamıyor..
Esirlerin de ötesinde Gazze’nin boşaltılmasına getiriyor olayı..
Diyor ki: “Hamas liderliğine: Artık hâlâ bir bahtınız varken Gazze’den ayrılma vakti.”
Bir devlet başkanı, kendi ülkesi ile ilgili olmayan bir hususta..
Bir diğer devletin halkını tehdit ediyor..
Kendisine, kendisinin ülkesine hiçbir atak düzenlememiş, hiçbir tehdit içeren aksiyonu olmayan insanları, “ölüm” ile tehdit ediyor..
Ve Amerikan toplumunda, cılız sesleri saymazsak.
Herkes bu eşkıyalığı kabul ediyor..
Toplum ayaklanmıyor..
Trump seçimi kaybettiğinde organize ettiğinin gibisi bir Senato baskını düzenlenmiyor..
2 milyon nüfuslu Gazze tehdit ediliyor, lakin 340 milyonluk Amerika’da 2 milyon kişi meydanlara inip, “Bunu yapamazsınız” diyemiyor..
Rahmetli babam, tüm büyüklerimizin cet yadigarı ibretlik kelamlarını tekrar tekrar söylerken..
Zihnimize işlemesi için, şuna daha fazla değer verirdi:
“Mala mülke olma mağrur, deme yoktur ben üzere,
Bir muhalif rüzgar eser, savurur harman üzere..”
Bu kelamların birinci hecelendiği asırlarda, “bir muhalif rüzgar ile harman üzere her şeyin savrulduğu”nu idrak etmek daha zordu..
Ama teknolojik çağda..
Bir tuşa basılarak neler yapılabilindiğini.
Birbirine geçmiş nüfusların; süratle yayılabilecek salgınlarda ne kadar çaresiz kalabildiğini..
Çağımız insanı, çok daha düzgün görüyor..
Gerçeği “pandemi” midir, “plandemi” midir, farklı bahis..
Öncesinde denetimli idi de, sonra mı denetimden çıktı, yoksa en başından itibaren mi denetimsizdi başka mevzu..
Amerika’da 1 milyon 250 bin kişi öldü..
“Sağlıkta dersimizi aldık, çok güzel durumdayız” demek, kendinizi kurtarmaya kâfi mi, bilmiyorum..
Eğer 2 milyon insanı tehdit edebiliyorsanız..
“Ölürsünüz” diyebiliyorsanız..
Çağlar öncesinin Nemrud’u ile Firavun’u ile yarışıyorsunuz demektir..
Ama hatırlayın, Nemrud’u bir sinek dize getirmişti..
“Onlar tarihde kaldı” diyenler çıkabilir..
Allah’ın kararı, vakit üstüdür..
Belki daha düzgün anlaşılması için, günümüzden örneklerle hatırlatmamız gerekir..
Los Angeles’taki yangını değil..
“Maddi ziyan çok fakat.. Çok sonlu sayıda ölümüz var. Sömürdüklerimizle, yine o binaları yaparız” diyebilir, buyurgan emperyalistler.
“Filistin bize çok uzak. Tehdit ettiklerimiz, bize ulaşamazlar” diye şişinebilirler..
Hatırlasınlar..
Trump’ın gökdelenin önünde, Tesla aracı patlatan Amerikalıyı..
Kalabalığın içine dalan ve onlarca kişiyi öldüren kamyonu..
2 milyon Gazzeli için, “Ölürsünüz” tehdidi yapmak..
Ve sonrasında, Amerika’da huzur içinde yaşayabilmek.
Ne mümkün?
Sorun yalnızca Amerika’da değil.
Amerika’nın vazgeçilmez subayları, bürokratları, elemanları, dünyanın dört bir yanında..
Siz 2 milyon Gazzeliye vefatı hak göreceksiniz..
Ortadoğu’sundan Asya’sına, Afrika’sına, dünyanın dört bir yanındaki casuslarını nasıl koruyacaksınız?
Kendinizden binlerce km ötedeki üslerinizi nasıl koruyacaksınız?
2 milyon Gazzeliyi karşınıza alıp, “Ölürsünüz. Gazze’yi terkedin” derken, kimseden korkmuyorsunuz..
İslam ülkelerinin devlet liderlerinden korkmuyorsunuz..
Peki o İslam ülkelerinin halkından, 2 milyara yakın Müslüman nüfustan da mı korkmuyorsunuz.
Hatta Müslüman nüfusun da ötesinde..
Vicdanı olan, zulme boyun eğmeyen, zalime başkaldıran farklı farklı fikirden milyarlarca insanın; silahından demiyorum, bombasından demiyorum, füzesinden demiyorum..
Çünkü bunların hiçbirisine gerek yok.
Farklı fikirden ancak ‘hak’tan yana olan milyarlarca insanın tükrüğünden de mi korkmuyor musunuz?
11 Eylül aksiyonu, denetimli bir hücum idi, ya da derin devlet işi idi. Ya da, Amerika’nın gafil avlanması idi..
Hangisi olursa olsun..
Amerika artık, “Güvenlik tedbirlerimizi artırdık.. 11 Eylül aksiyonları sonrasında da, 1 milyon Irak’ta, bir o kadar da Afganistan’da ve öteki ülkelerde insan öldürdük. Kimse başını kaldırıp, bize karşı bir şey yapamaz” mı diyor..
Atalarımızın, “Bir muhalif rüzgar eser” hatırlatmasını yapalım..
Ama tahminen daha değerlisi..
Hukuk endeksi, yolsuzluk endeksi üzere kelamda araştırmalarla, Amerika’yı en tepedeki ülkeler ortasında gösteren.. Türkiye’yi de en son sıralarda gösteren ahlaksızlara ve onlara payandalık yapan bizim mahallenin şakşakçılarına hatırlatalım..
“Bu mudur hukuk?”
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yakalama kararı verdiği Netanyahu’yu ABD’de ağırlamak, birlikte medyanın önüne çıkmak, yakalama kararını takmamak.
Hatta, Memleketler arası Ceza Mahkemesi’nin yargıçlarını tehdit etmek..
Yanlış okumuyorsunuz..
Uluslararası Ceza Mahkemesi hakimleri, Amerika Başkanı Trump tarafından tehdit edildi..
Buna karşın..
Amerika, hukukun üstünlüğü endeksinde, Türkiye’yi katlayan bir sıralamada bulunuyor…
Bununla da yetinmiyorlar..
Gazze’deki 2 milyon insanı tehdit ederken, Trump’ın önemli olduğunu ispatlamak için, yanındaki yardakçıları, “Kongre sürecini atlayarak İsrail’e 4 milyar dolarlık silah göndermek üzere ‘acil durum yetkilerini’ devreye soktuk.. Bu silah paketinin içinde 35 bin adet 900 kilogramlık bomba bulunuyor” diyor..
Şimdi bana söyler misiniz, bu Amerika’dan daha haydut bir ülke olabilir mi, yolsuzluğun daha doruğunu yaşayan bir ülke olabilir mi ki, bunların fonladığı kuruluşlarla Türkiye’yi kötüleyen endeksler yayınlıyor, bizim ülkemizdeki hainler de, o endeksler üzerinden algı operasyonları düzenliyorlar..
Bastırıyorlar parayı..
2 milyon insanı mevtle tehdit eden ülkeleri, hukukun indeksinde en doruklara yerleştiriyorlar..
Bastırıyorlar parayı, Amerika’nın devlet bütçesinden, Gazze’deki insanları öldürmesi için, İsrail’e bomba bağışı yapan devleti, yolsuzluk olmayan ülke üzere gösteriyorlar..
Bizim mahallenin hıyarları da, koşarak, “Biz de tuz getirdik” diyorlar.
