AK Parti’den Öcalan ve PKK iddialarına cevap
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde AK Parti Merkez Yürütme Şurası (MYK), toplantısı devam ederken, basın toplantısı düzenledi.
Tüm İslam aleminin ramazan ayını tebrik ederek kelamlarına başlayan Çelik, “Gazze’de bu sıkıntı şartlar altında enkazın içerisinde yansıyan iftara hazırlık imgeleri en güç şartlarda bile imanını ayakta tutan, inancını ayakta tutan, inandığı pahalara en güçlü biçimde bağlı olan bir halkın bütün dünyaya nasıl bir insanlık dersi verdiğini bir kez daha gösterdi. Gazze halkı, o bütün yıkımın ve enkazın ortasında bile ramazanla ilgili hazırlıklarını aksatmıyor. Enkazların ortasında daima birlikte iftarlarını açabilmek için ellerinde ne varsa onunla büyük bir hazırlık gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Bu elimizdeki nimetleri bilmek, o sıkıntı şartlarda inancın nasıl ayakta tutulduğunu bir sefer daha öğrenmek bakımından çok büyük ibretler, çok büyük dersler barındırmaktadır” dedi.
‘VATANDAŞLARIMIZLA BİR ARADA OLABİLMEK İÇİN HAZIRLANDIK’
MYK gündemine ait bilgi veren Çelik, “Teşkilat Başkanlığımız, Bayan Kolları Başkanlığımız ve Gençlik Kolları Başkanlığımız Ramazan Ayı’nda yapılacak etkinliklerle, vatandaşlarımızla nasıl buluşulacağı ile ilgili birer sunum yapıyorlar. Teşkilat Liderimiz Ahmet Büyükgümüş’ün uyumunda Bayan Kolları Liderimiz ve Gençlik Kolları Liderimizle birlikte ülkemizin her bölgesinde, her semtinde, her meskeninde bir biçimde vatandaşlarımızla bir arada olabilmek için bütün hazırlıklar için bir aksiyon planı hazırlanmış durumda. Bu Ramazan’ı en bereketli biçimde vatandaşlarımızla birlikte geçirmek için bu değerlendirmeler yapılıyor. Genel Liderimizin onayına sunuluyor. İnşallah bunlar en güçlü halde hayata geçirilerek partimiz Ramazan ayında her safhasında, her lezzetinde vatandaşlarımızla bir arada olmak için bu Ramazan ayının rahmetini paylaşmak için bu çalışmaları yapacak” sözlerini kullandı.
‘GÜÇLÜ BİR KARDEŞLİK SİYASETİNİ ORTAYA KOYMAYA ÇALIŞTIK’
Çelik, ‘Terörsüz Türkiye’ maksadına ulaşmak için ortaya çıkan süreci yakından takip ettiklerini tabir ederek, “Burada benimsenen unsurlar çok açık ve net; silahların terör örgütü tarafından bırakılması, terör örgütünün lağvedilmesi ve natürel ki terör örgütünün Irak ve Suriye’deki bütün ögeleriyle, bütün uzantılarıyla, bütün şubeleriyle feshedilmesi. Yani ister ismine PKK densin ister PYD densin ister YPG densin ister öbür bir şemsiye altında SDG densin, bütün bu terör yapılarının artık bölgenin bir istikrarsızlaştırıcı ögesi olmaktan çıkarılması bizim buradaki temel yaklaşımımızdır. Öteden beri bütün bir bölgemizde gerek Türkmen gerek Arap kardeşlerimiz gerek Kürt kardeşlerimiz ortasındaki kardeşliğin daha da güçlenmesi için güçlü bir kardeşlik siyasetini ortaya koymaya çalıştık. Terör örgütleri DEAŞ’ından PKK’sına kadar Arap’la Kürt, Kürt’le Türkmen ortasına bir biçimde duvarlar örmeye çalışan birtakım projelerin aracı oldular fakat biz, örneğin Kürt kardeşlerimizin bölgede rastgele bir terör örgütü tarafından baskı altına alınmasına karşı çıktığımız üzere tıpkı vakitte şunu da tabir ettik; rastgele bir devlet ya da o devlete bağlı birtakım vekil ögeler, bir ekip vekalet savaşları çerçevesinde rastgele bir biçimde Kürt kardeşlerimize, Türkmen kardeşlerimize, Arap kardeşlerimize, Alevi’ye, Sünni’ye, Dürzi’ye, Nusayri’ye her kim olursa olsun bölge halklarına silah çekerse Türkiye Cumhuriyeti bunun net bir biçimde karşısında olacaktır dedik. Bu tavrımızı kararlı bir biçimde sürdürmeye devam ediyoruz” diye konuştu.
‘SABOTAJLARA KARŞI TEYAKKUZ HALİNDEYİZ’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın MYK toplantısında yaptığı konuşmada, terörsüz Türkiye amacına ulaşmak için yürütülen çalışmalara, gerekli titizliğin ve gerekli ihtimamın gösterilmesinin bir kez daha altını çizdiğini lisana getiren Çelik, “Burada kullanılan lisandan tutunda, bu tip bahsettiğim fiziki sabotajlara kadar, her türlü mevzuya son derece dikkat etmek gerekir. Bu hususta geniş ve derin bir deneyimimiz vardır. Geniş ve derin kavramlarının bütün manalarını ihtiva eden manada söylüyorum. Bunları takip ediyoruz, yakından izliyoruz. Tekrar kimi devletlerin, bu bölgedeki terörün sona ermemesi için, bu terör örgütleri vasıtasıyla hem bölgenin zayıflatılması hem bu terör örgütlerinin Türkiye’ye karşı kullanılmasından çıkar elde eden birtakım devletlerin, birtakım vekil güçleri vasıtasıyla yapacakları birtakım sabotajlara karşı teyakkuz halindeyiz” dedi.
‘SONUNA KADAR SAHİP ÇIKACAĞIZ’
Çelik, bölgede terörün sona ermesini istemeyen birtakım devletlerin ve vekil güçlerinin telaffuzlarda bulunduğunu lisana getirerek, “Bu telaffuzlarda bulunanlar, siyasi partilerde görevliyseler, bir siyasetçi olarak daha dikkatli bir biçimde davranmalarında yarar vardır. Zira sonuç olarak verilen rastgele bir taviz yoktur. Terörsüz Türkiye amacına ulaşıldığı vakit Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni ismi ne olursa olsun, isimlerimiz farklı olsa da hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bundan hem Türkiye Cumhuriyeti kazanacaktır hem de bölgedeki bütün halklar kazanacaktır. Devletin nitelikleri konusunda ve milletimizin pahaları konusunda rastgele bir pazarlık süreci yoktur, rastgele bir al-ver süreci yoktur. Şehitlerimizin bu vatan bölünmesin diye, bu ülkede birlik, dirlik içerisinde hür bir halde, bağımsız bir halde yaşayalım diye bize bıraktığı bu emanete, milletimizin, devletimizin geleceğe en sağlam adımlarla yürümesine sonuna kadar sahip çıkacağız” dedi.
‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ HEPİMİZİN ÇATISIDIR’
Konuşmasında ‘Tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak’ unsuruna vurgu yapan Çelik, “‘Anayasa değiştirilecek’ üzere bayrakla ilgili, vatanın tarifi ile ilgili, devletle ilgili ya da milletin tarifi ile ilgili bizim asla kabul etmeyeceğimiz birtakım çalışmaların yapıldığı, birtakım düzenlemelerin yapılacağı halinde birtakım tabirler de bulunuluyor. Burada her vakit söz ettiğim üzere tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak prensibi bizim her vakit yol göstericimizdir. Bunlar Türk’ün de geleceğidir, Kürt’ün de geleceğidir, Arap’ın da Çerkez’in de Laz’ın da geleceğidir ve Alevi’nin, Sünni’nin de geleceğidir. Türkiye Cumhuriyeti hepimizin çatısıdır, hepimizin isimleri farklı olsa da yegâne soyadımız Türkiye Cumhuriyeti’dir. Dolayısıyla bu birliği müdafaa çerçevesinde tarih şuurumuza ve coğrafya şuurumuza, bunun getirdiği büyük birikime, güvenerek bütün bu yolları yürüyoruz. Bu sıkıntılara baktığımızda ortaya koyduğumuz mercek ve yaklaşım budur” diye konuştu.
‘AB’NİN TÜRKİYE’DEN ÖBÜR RASTGELE BİR TAHLİL YOLU YOKTUR’
Avrupa Birliği’nin Türkiye ile iş birliği yapmaktan öbür bir tahlil yolunun olmadığını söyleyen Çelik, “Avrupalılar güvenlik hususları olduğunda çabucak Türkiye’yi hatırlıyorlar fakat ‘gelin refahı bölüşelim, gelin demokratik pahaları paylaşalım, gelin demokrasiyi büyütme konusunda birebir masada olalım’ deyince Türkiye’ye yer vermiyorlardı. Artık tekrar bir güvenlik krizi çıkınca bütün Avrupa’da yeniden gündem Türkiye olmaya başladı. Umarım ki bu sefer yalnızca savunma problemleri prestijiyle Türkiye’yi gündemlerine almazlar. Türkiye’ye her bakımdan demokratik pahalar, ekonomik refahın büyütülmesi, üst seviye diyalogların başlatılması, sivil toplum diyaloğunun başlatılması, her mevzuda Türkiye ile net bir irtibat içerisine girerler. Avrupa Birliği’nin siyasi kazanımlarını müdafaası için Türkiye’den öbür rastgele bir tahlil yolu yoktur” dedi.
‘CHP’NİN TERÖRSÜZ TÜRKİYE AMACINA YAPACAĞI KATKI ÇOK ÖNEMLİDİR’
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın iletisinin akabinde söz ettiği argümanlara karşı Çelik, “Sayın Özel’in AYM’den, Yargıtay’dan üyeler, yüksek yargıçlar bu mevzuyu çalışıyor gibisinden verdiği bilgi hakikat değil. Özgür Bey mümkün olduğu kadar dikkatli konuşmaya çalışıyordu. 1-1,5 aylık süreçte TSK’da komuta kademesinde, kumandanlarımızın ismini vererek amaç aldığında, bu bilgiye nasıl ulaştığı konusunda ‘Ben duydum, bana söylediler’ diyordu. Bu türlü bir çerçeve olmaz. En kolay akıl yürütme şunu söylüyor; geçmişte orduda yer almış, daha sonra emekli olmuş ve şu anda CHP’de vazife yapan birilerinin sayın Özel’e dedikodu aktardığı, onun da bilgi zannettiği ortaya çıkıyor. Bunu dış siyasetle ilgili olarak da yaşadık. ‘Ben duydum’ diyordu. Muhtemelen emekli diplomatların CHP’de misyon yaparken ürettikleri bir şey. Bu biçimde siyaset olmaz. Bu türlü bir çalışma sistemi yoktur. Bu büyük sorunlar, Türkiye’nin terörden kurtarılması, aşikâr demokratikleşme problemleri, muhakkak ıslahatlar herkesin sıkıntısıdır. Bu durumlarda buna katkı sağlamak, alışılmış ki gerçek tenkit yoluyla büyük katkı sağlanır, buna gereksinim da vardır. Farklı bakış açılarıyla konuşmak da her vakit pahalıdır. Manalı cümle, âlâ tahlil olduğu vakit biz de kulağımızı kabartıyoruz. TSK’nın komuta kademesi gaye alınırken bir kumandanla ilgili ‘Sizin kimin altını oymaya çalıştığınızı biliyorum’ deniyor. Bunlar dedikodular. Bunlar siyasetin alfabesi temelinde hassas olması gereken yaklaşımlardır. CHP’nin terörsüz Türkiye maksadına yapacağı katkı da çok kıymetlidir. Bunun gerçek bir üslupla yapılması son derece önemlidir” diye konuştu.
‘HÜKÜMET İŞİN BAŞINDADIR’
Erken seçim tartışmalarına yönelik soruya ait Çelik, “MYK’nın ve MKYK’nın seçimle ilgili belirlediği bir tarih ve gündem yok. Arkadaşlarımız sayın Cumhurbaşkanımızın yeniden seçilmesi, onun büyük birikiminin Türkiye için değer biçilmez olduğunu biliyorlar. O sebeple sayın Cumhurbaşkanımızın yeniden seçilmesiyle ilgili hoş temennileri lisana getiriyorlar ancak kurumsal olarak seçim gündemi ve tarihi yoktur. Hükümet işin başındadır. Önümüzdeki 2-3 yıl boyunca Türkiye ve bölge sıkıntılarının tahlili için kapsamlı ve geniş bir ajandamız var. Seçim sorununu ne MYK ne de MKYK’da konuşmadık” diye karşılık verdi.
DHA
