6 Şubat depremlerinden sonra çıkarılan dersler
Kahramanmaraş merkezli sarsıntıların ikinci yıl dönümünde, afetlere karşı hazırlıklı olmanın kıymeti bir defa daha gündeme gelirken, sarsıntıya karşı hazırlıklarla ilgili eğitim talepleri artıyor.
Allianz Teknik Zelzele & Yangın Test ve Eğitim Merkezi’nde düzenlenen tatbikatlarla, muhtemel felaketlere karşı alınması gereken tedbirler uygulamalı olarak gösteriliyor. Uzmanların rehberliğinde gerçekleştirilen simülasyonlar, ferdi ve kurumsal seviyede afet şuurunu artırmayı hedefliyor.
Ceyhun Eren, Allianz Teknik Sarsıntı & Yangın Test ve Eğitim Merkezini 2019’da kurduklarını aktararak, maksatlarının toplumsal risk farkındalığını arttırmaya katkıda bulunmak olduğunu bildirdi.
Merkezi, akredite zelzele laboratuvarı olarak hayata geçirdiklerini lisana getiren Eren, “Özellikle toplumumuzun risk farklarını arttırmaya katkıda bulunmak ve sarsıntı testlerine, yangına reaksiyon testlerine ülkemizin, bilhassa sanayicilerimize gereksinimi olan bu testlere hizmet vermek gayesiyle kurulduk.” sözlerini kullandı.
Eren, 6 Şubat zelzelelerinin hayli büyük bir tesir yarattığına işaret ederek, şöyle devam etti:
“Çok fazla bölge, kent etkilendi. Kahramanmaraş sarsıntılarından sonra afet farkındalığında kıymetli artışlar olduğunu düşünüyoruz. Bu artışı, bilhassa merkezimize gelen uygulamalı eğitim taleplerinden ve binalarımızın zelzele performans tahlili yapılmasına yönelik taleplerden anlıyoruz. Bilhassa merkezimize gelen eğitim ve test taleplerinde değerli ölçüde artış oldu. Bunun da ileriye dönük tedbir alınması ismine hayli olumlu olduğunu düşünüyorum.”
Kahramanmaraş sarsıntılarından sonra ne üzere dersler çıkarabileceğine yönelik alanda uzun vakit geçirdiklerini söyleyen Eren, hususla ilgili saha tahlilleri yaptıklarını da belirtti.
Eren, çalışmaları toplumla paylaşmak üzere rapor hazırladıklarının bilgisini paylaşarak, “Zemin yapısının uyumluluğu, yer yapısının değeri, bilhassa binalarımızdaki kusurların neler olduğu, bunların nasıl giderilebileceği, ve sanayi yapılarımızın üzerinde yapısal olmayan risklerin neler olduğu ve bunları nasıl önlenebileceğimize yönelik çalışmalarda bulunduk.” değerlendirmesinde bulundu.
Teknolojiden yararlanmanın, sarsıntı güvenliğini sağlamak ismine epey değerli olduğunun altını çizen Ceyhun Eren, “Biz de Allianz Teknik olarak sarsıntılardan sonra binalarımızın mümkün hasar durumunu incelemek ve kullanılıp kullanılmayacaklarına karar verebilmek ismine yapı sıhhati izleme sistemi kurulması noktasında hem ilmi ölçerlerin testlerini yapma hizmeti veriyoruz. Hem de bu sistemlerin binalara nasıl kurulacağına yönelik danışmanlık hizmetleri sunuyoruz. Bilhassa bu mevzuyla hem binaların zelzele güvenliğini evvelce inceleyebiliyoruz hem de daha gerçek risk tahlilleriyle muhtemel zelzeleden sonra binalarımızın hasar durumlarını evvelce tespit edebiliyoruz.” halinde konuştu.
Eren, toplumun sarsıntı farkındalığını arttırmanın yolunun, bilhassa çocukluk devrinde alınması gereken eğitimler ve katılması gereken tatbikatlardan geçtiğine dikkati çekerek, Allianz Teknik olarak Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı ile proje yaptıklarını söyledi.
Öte yandan, 3 yıl içerisinde 135 bin çocuğa ulaşıp sarsıntı farkındalık eğitimleri vermeyi planladıklarını bildiren Eren, aktifliklerin bir kısmında de uygulamalı eğitimlerin olacağını anlattı.
“Mekanik ekipmanların testlerine ağır talep var”
Allianz Teknik Grup Başkanı Erkan Özdağ da 6 Şubat sarsıntılarından sonra yönetmeliklerde değişiklikler olduğunu hatırlatarak, bunları alanda net bir biçimde gördüklerini anlattı.
Deprem dirençli kentler oluştururken, yalnızca yapısal elemanların zelzeleye karşı davranışı hakkında bilgi sahibi olmanın yetmeyeceği yorumunda bulunan Özdağ, tıpkı vakitte mekanik ekipman, jeneratör, trafoların da zelzele karşısındaki durumuyla ilgili bilgi sahibi olmanın değerli olduğunun altını çizdi.
Özdağ, Allianz Teknik’e, bilhassa mekanik ekipmanların testleri konusunda ağır talep olduğuna değinerek, “Depremden sonra en fazla dikkat etmemiz gerektiği noktanın yalnızca yapı elemanlarındaki sarsıntı davranışları değil, tıpkı vakitte elektrik ekipmanlarında, ulaşımda ve irtibatta de zelzele karşısında dikkat etmemiz gereken çok farklı bahislerin olduğunu görmeye başladık.” diye konuştu.
Allianz Teknik Yangın Laboratuvar Yöneticisi İsmail Özdemir ise uzmanlık alanının yangınlar olduğunun altını çizerek, zelzele ve yangın her ne kadar birbirinden farklı afetler olsa da bu iki afette iç içe geçen risklerin bulunduğunu vurguladı.
Deprem sonrası yangınların önüne geçebilmek için binalarda alınması gereken tedbirleri vurgulamaya çalıştıklarını söyleyen Özdemir, “Örneğin muhtemel bir sarsıntı sonrası binayı terk etmeden evvel bilhassa açık olan ocak, fırın üzere ısıtıcıların kapatılması, şayet bina içerisinde portatif ısıtıcılar varsa katiyen bunların kapatılması, daha sonra doğal gaz sınırlarının denetimi açıksa bunların kapatılması üzere tedbirler aslında sarsıntı sonrası yangınların önüne geçebilmek için çok kıymetlidir ve binayı terk etmeden evvel katiyetle bunların yapılması gerekir.” tabirlerini kullandı.
Özdemir, zelzele öncesi alınması gereken birtakım tedbirlerin de mevcut olduğuna belirterek, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Bunları da vurgulayacak olursak, zelzele sırasında yangın güvenlik sistemlerinin, yangın korunum sistemlerinin çalışabilmesine devam edebilmesi için birtakım almamız gereken özel sabitleme ekipmanları var. Bilhassa ‘spray’ sistemleri, yağmurlama dediğimiz sistemlerde özel sarsıntı takviyelerinin kullanılması yeniden sarsıntı anında da bunların çalışabilirliğinin garanti altında olması için çok değerli. Bu yüzden de bilhassa desteklemelere ve sabitlemelere çok dikkat edilmesi gerekir.”
AA
